Uyku kişinin fiziksel varlığını devam ettirebilmesi için gerekli olan en temel fizyolojik ihtiyaçlardan biri olsa da günümüzde birçok insan farklı biçimlerde uyku problemleri yaşamaktadır. Uykuya dalmada güçlük, gece boyunca sık sık uyanma ya da sabah çok erken saatlerde uyanma gibi birçok farklı şekilde ortaya çıkabilen uyku problemleri sonucunda kişiler ihtiyaç duyduğu kalitede ve yeterlilikte uyuyamamaktadır. Uyku problemleri bireylerin günlük yaşamlarını olumsuz etkileyerek uzun vadede birçok ciddi sağlık sorununa sebep olabilmektedir. Yetersiz uyku bedenin dinlenememesine sebep olarak kişilerin bağışıklık sisteminin zayıflamasına, bakteri, virüs ve hastalıklara daha açık bir hale gelmesine, depresyon, anksiyete, bellek ve dikkat sorunları gibi birçok problem yaşamasına sebep olabilmektedir. Bedensel, zihinsel ve psikolojik sağlığın en önemli bileşenlerinden olan uyku kalitesi kişilerin günlük hayatlarına devam edebilmeleri, duygu regülasyonlarını sağlayabilmeleri için de son derece önemlidir.
Günlük hayatta stres oluşturan her türlü yaşantı uyku problemlerinin de gün geçtikçe yaygınlaşmasına sebep olmaktadır. Artan ekran süresi, sağlıksız beslenme alışkanlıkları gibi birçok faktör uyku hijyenine zarar vererek çeşitli uyku problemlerine sebep olabilmektedir. Bunların yanı sıra aile yaşantısında, romantik ilişkilerde, iş ve sosyal yaşamda oluşabilecek çeşitli problemler de kişilerin iştahına yansıdığı gibi uyku düzenini de etkileyebilir. Uyku problemlerinin sebebinin iyi tespit edilmesi ve bu durumla başa çıkabilmek için doğru adımlar atılması kişilerin bedensel ve ruhsal sağlığı için kritik öneme sahiptir.
Uyku ve uyanıklık dengesi kişiden kişiye değişebilen bir süreç olduğu gibi uyku problemlerinin belirtileri de kişilere göre farklılık gösterebilmektedir. Ancak yaygın semptomlar olarak şunlar sıralanabilir:
Bu belirtiler kişilerin bedensel, zihinsel ve psikolojik sağlıklarını olumsuz yönde etkileyebilir. Uzun süreli uyku problemleri kişilerin günlük hayatlarını olumsuz etkileyerek işlevselliklerinin düşmesine sebep olarak kalıcı sorunlar oluşturabilir. Bunların yanı sıra uyku problemleri yorgunluk sebebiyle görüşmeleri erteleme, öfke sebebiyle toleransın düşük olması gibi birçok şekilde kişilerin sosyal ilişkilerine de zarar verebilir.
Uyku döngüsü en temelde REM ve non-REM adı verilen 2 ana evreden oluşmaktadır. REM yani hızlı göz hareketlerinin olduğu evre rüyaların görüldüğü, beyin aktivitesinin arttığı, bedenin hareketsiz olduğu evredir. Non-REM evresinde ise uykuya dalışın başladığı, vücut ısısının düştüğü, kalp ritminin ve beyin dalgalarının yavaşladığı evredir. Uyku hali bu evreler arasındaki döngüler halinde gerçekleşir. İlk döngülerde ağırlıklı olarak non-REM, sabaha doğru ise ağırlıklı olarak REM uykusu görünür. Beynin uykuya dalamaması olarak tarif edilen durumlar her 2 evrede de gerçekleşebilir. Stres, anksiyete, zihin yorgunluğu sebebiyle non-REM’e geçiş zorlaşabilir ya da yine aynı evredeki derin uykuya geçememe sorunları yaşanabilir. Uyku düzeninin bozuk olması, uyku hijyeninin sağlanamaması, yoğun stres ve kaygı gibi birçok faktör kişiler tarafından beynin uykuya dalamaması olarak tanımlanabilmektedir. Bunların yanı sıra kişi için önemli bir olayın öncesinde ya da sonrasında da bu durum daha sık görülebilir.
Bedensel ihtiyaçların farkında olmak ve bu ihtiyaçları karşılamak kişinin birçok alanda iyi oluş halini sürdürebilmesi için önem arz etmektedir. Uyku düzenini sağlayabilmek için:
Uykusuzluğa sebep olan faktörleri tespit edebilmek için kişilerin öncelikle kendi bedensel, zihinsel ve duygusal ihtiyaçlarını tanımaları gerekmektedir. Kişinin kendini tanıması asıl ihtiyaç duyduğu noktaları keşfetmesine de yardımcı olacaktır. Uyku problemlerini hayatının hangi döneminde daha sık ya da yoğun bir biçimde yaşadığını irdelemek, stres faktörlerini tespit ederek çözüm ya da baş etme yollarını değerlendirmek, uyku öncesi rutinini gözden geçirmek, sıklıkla başvurduğu savunma mekanizmalarını ve bunların işlevselliğini gözden geçirmek gibi birçok madde kişinin kendini tanımasına ve uyku sorunlarını çözümlemesine yardımcı olur. Kendini keşfetme ve problemlere yönelik aksiyonlar alma süreci kişiler için sancılı olabilir. Bu sebeple uyku sorunları gibi semptomların giderilmesi, altında yatan problemlerin tespit edilmesi, potansiyellerin keşfedilerek açığa çıkarılması için psikoterapi oldukça faydalı bir yoldur.