Deprem travması; bir depremin veya deprem sonrasında yaşanan olayların yol açtığı psikolojik stres ve duygusal sıkıntıların bir sonucu olarak ortaya çıkan bir durumdur. Bireylerde ve toplumda fiziksel, ekonomik, duygusal ve sosyal kayıplara neden olan afetler arasında yer alan depremler, aynı zamanda önemli psikolojik etkilere de sahiptir. Depremi doğrudan yaşayan ya da deprem sonrası sürece doğrudan tanık olan kişiler (depremzedeler, arama kurtarma personelleri, yardım gönüllüleri vb.) birincil dereceden travma yaşarken; depreme ve sonraki sürece sosyal medya, televizyon ya da yakınları tarafından tanık olan kişiler de ikincil travma yaşayabilirler.

Deprem yaşanan kayıp ve yıkımların yanı sıra fiziksel, duygusal ve bilişsel alanda ciddi psikolojik etkilere neden olur. Bu etkiler; kişinin depremi deneyimleme biçimine, fiziksel olarak etkilenme seviyesine, geçmiş travmatik deneyimlerine, deprem sonrası sürece ne derece tanık olduğuna, mizaç ve kişilik yapısına ve aldığı sosyal desteğe bağlı olarak değişiklik gösterebilir.

Deprem Travması Nasıl Atlatılır?

Depremler, yaşamlarımızı ciddi şekilde etkileyen doğal felaketlerdir ve bu olaylar sonrasında ortaya çıkan travma (travma sonrası stres bozukluğu), psikolojik olarak oldukça zorlayıcıdır. Hem bireysel hem de toplumsal travma riski taşıyan deprem sonrası süreci, bireyler kendi mizaç yapılarına göre farklı şekillerde deneyimlerler. Bu nedenle deprem travmasını atlatmak için uygulanabilecek yöntemler de kişinin mizacına göre şekillendirildiğinde çok daha etkili olacaktır. Genel olarak faydalı olacak önerilerden bazıları:

Duygusal İfade: Duygu, deprem travmasını atlatmanın önemli bir parçasıdır. Duygularınızı ifade etmek, duygu ve düşüncelerinizi yakın bir arkadaş veya aile üyesi ile konuşmak, günlük olarak günlük tutmak ve tüm duygu ve düşüncelerinizi yazmak stresinizi azaltmanıza faydalı olabilir.

Kişisel Bakım: Kişisel bakım, travmanın ardından iyileşme sürecinde önemlidir. Sağlıklı beslenme, düzenli egzersiz ve yeterli uyku, duygusal olarak güçlenmeyi artırabilir.

Rutinlere Geri Dönmek: İnsanlar mümkün olduğu kadar rutine dönmeye teşvik edilmelidir. Rutin bir düzen duygusal açıdan faydalı olabilir ve travmayı kısa bir süreliğine bir kenara bırakmamıza olanak tanır.

Aile ve Sosyal Destek: Aile üyeleri ve yakın arkadaşlar, travma sonrasında destek sağlayabilirler. İletişim kurmak, birbirinize destek olmak, birlik halinde olunduğunu hissetmek travma sonrasında iyileşmeyi hızlandırabilir.

Destek Gruplarına Katılmak: Deprem travmasıyla başa çıkmak için destek grubu faydalı olabilir. Bu gruplar, benzer yaşamları paylaşan kişilerle bir araya gelmenizi sağlar. Sıkıntıları paylaşmanın, başkalarını düşünmenin ve onlarla ilgilenmenin, toplumu iyileştirme projelerine dahil olmanın duygusal faydaları vardır. Yalnız olunmadığını bilmek duygusal olarak daha güçlü hissettirebilir ancak bu gruplar bir çeşit “yüzleşmeyi” yaşatabileceği için psikolojik olarak buna hazır olunması önemlidir.

Acil Durum Hazırlığı: Gelecekteki depremlere hazırlıklı olmak güvende hissetmenize yardımcı olabilir. Acil durum planları oluşturmak ve gerekli ekipmanların kurulması, depremlere karşı daha güçlü ve hazırlıklı olmanıza yardımcı olabilir.

Profesyonel Yardım Almak: Özellikle travmatize olmuş bireylerin günlük yaşamlarına dönebilmeleri, psikolojik olarak güçlenebilmeleri ve dayanıklılık kazanabilmeleri için en etkili yollardan biri psikoterapi almak olacaktır. Travma sonrası stres bozukluğu, depresyon gibi oluşabilecek psikolojik bozuklukların sağaltımı için mizaç temelli psikolojik destek oldukça fayda sağlayacaktır.

Deprem Travması Olan Kişiyle Nasıl İletişim Kurulmalıdır?

Deprem travması olan kişilerle etkileşimde ilk adım;

Fiziksel İhtiyaçların Karşılanması: Öncelikli olarak kişilerin fiziksel ihtiyaçlarının karşılanıp karşılanmadığı konusunda emin olmak gerekmektedir.

Soru Sormak: Daha sonra depremden etkilenmiş olan kişilerin yardım isteme konusunda zorlanmamaları için elimizden geldiğince onlara nazik ve şeffaf davranmak gerekir. “Yardımcı olabileceğim bir şey var mı? İstediğiniz bir şey var mı?” gibi cümleleri sıklıkla kurmaya özen gösterilmelidir, çünkü bu gibi sorular kişiye ilk etapta herhangi bir ihtiyacı olduğunda karşılanacağına dair güven verir.

Konuşmak: Deprem anılarını anlatmak isterlerse uzun uzun dinleyip, onların duygularına eşlik etmek, ardından manevi ve psikolojik desteklerde bulunmak önemlidir. Örneğin; “Her enkaz yeniden kuruluşu getirir, senin de hayatın yeniden başlayacak” vb. cümleler ile yaklaşmak deprem travması yaşayan kişileri hayata bağlanmak için motive edebilir. Zor zamanların biteceğinden, milli dayanışmanın gücünden ve kendilerini yalnız hissetmemelerinden, her şeye yeni bir başlangıç yapma şansının olduğundan bahsederek umut verici cümleler kurmaya özen gösterilmelidir.

Nefes Egzersizleri: Örneğin; “Burnumuzdan dört saniye nefes alıp yedi saniye tutup, 8 saniyede ağzımızdan salalım” yönergeleriyle basit ve etkili bir nefes egzersizi yaptırılabilir. Bu egzersiz bedeni, sinir sistemini rahatlatmak için kullanılır.

Manevi Duygular: Bu tarz travmalarda insanların en çok sarılacağı duygu manevi duygulardır. Manevi duygulara sığınmak çok önemlidir ve kişiye manevi telkinler verilebilir.

Deprem Travması Yaşayan Kişilerin Hareketlerinde Nasıl Değişiklikler Olur?

Deprem anında ve sonrasında yaşanan ilk aşama kişinin şok olma aşamasıdır. Bu aşamada kişi hareketlerinde kısıtlılık, yönünü bulamama, donuk bakışlar, sorulan sorulara cevap verememe gibi davranışlar gösterebilir. Deprem travması fiziksel olarak semptomlara yol açabilir. Baş ağrısı, mide sorunları, kas gerginliği ve ağrılar gibi fiziksel rahatsızlıklar görülebilir. Uykusuzluk (uyuyamama) veya kabus görme gibi uyku sorunları yaşanabilir. Duygusal olarak kişi kendini sürekli mutsuz hissedebilir, duygusal dalgalanmalar yaşayabilir. Aniden gelen öfke patlamaları veya depresif dönemler gözlemlenebilir. Yaşanan travma sonrasında kişi genel olarak daha kaygılı ve korkulu hissedebilir. Deprem travması yaşayan kişiler, bazen irrasyonel korkular geliştirebilirler. Örneğin, kapalı alanlar veya kalabalıkta olma korkusu gibi. Bilişsel olarak odaklanamama ya da hafıza problemleri yaşayabilirler. İşlerinde veya günlük rutinlerinde yapmaları gereken işleri konsantre olamayıp yapamayabilirler. Sıklıkla kötü bir şey olacağı üzerine olumsuz düşüncelere kapılabilirler.

Deprem Travması Psikolojiyi Nasıl Etkiler?

Travma, deprem sırasında ya da sonrasında meydana gelen şiddetli fiziksel, duygusal ve bilişsel tepkiler içerir. Bu tepkiler arasında korku, panik, endişe, saldırganlık, öfke, suçluluk belirtileri, fiziksel şikayetler, karamsarlık, dikkat ve hafıza problemleri ve travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) bulunabilir. Kişilerde işlevsellik kaybı olabilir ve ilişki problemlerine neden olabilir. Travmatik deneyimler sonrasında sıklıkla görülen bir diğer problem depresyondur. Depresyona etki eden motivasyon eksikliği, yorgunluk, duygu durum problemleri, hayattan keyif alamama gibi psikolojik etkiler görülebilir.

Travmadan doğrudan ya da dolaylı olarak etkilenen kişilerin tepkileri her bireyin mizacına göre değişkenlik gösterebilir. Bu nedenle psikoterapi, özellikle mizaç temelli psikoterapi, kişinin mizacına göre tam olarak neden ve nasıl travmayı deneyimlediğini tespit ederek travmanın etkilerini hafifletebilir. Ayrıca, duygusal destek ve stres yönetiminin bilinmesi de yardımcı olabilir. Travmayla başa çıkmak için erken müdahale önemlidir. Çünkü bu, daha ciddi ve uzun vadedeki etkilerin önlenmesine yardımcı olabilir.

Uyarı: psikoloji.app'deki tüm içerik ve makaleler yalnızca bilgi amaçlı oluşturulmuş ve yayınlanmıştır. Tıbbi bir tavsiye veya tedavinin yerini alması amaçlanmamıştır.
Kullanıcılar, tıbbi veya psikolojik tavsiye için her zaman bir uzmana danışmalıdır. Bir sağlık probleminiz varsa veya risk altında olduğunuzu düşünüyorsanız, lütfen derhal yardım alın.