ERGENLERDE SIK GÖRÜLEN PSİKOLOJİK RAHATSIZLIKLAR

Ergenlik, çocukluktan çıkıp yetişkinliğe geçiş dönemi veya uzunca kalınan bir ara istasyondur. Bu geçiş pek çok fiziksel, duygusal ve bilişsel değişimi de beraberinde getirir. Mizaç, erken çocukluk dönemindeki deneyimler, ebeveyn tutumları, yetiştirilme tarzı gibi etkenler ergenlik döneminin nasıl şekilleneceğini belirleyen önemli değişkenler arasında yer alır.

Tabii ki, çocukluk ya da yetişkinlikte olduğu gibi ergenlik döneminde de birçok psikolojik bozukluk görülebilir. Bu durum üzerinde, ergenin aile yapısı, sosyal çevresi gibi çevresel faktörlerin etkisi olabileceği gibi; en büyük etkenlerden biri ergenin mizaç yapısıdır. Kişi mizaç tipine göre bazı psikolojik rahatsızlıklara eğilim gösterebilir ve çeşitli tetikleyicilerle bu durum ortaya çıkabilir. Bu nedenle, kişinin mizaç yapısının iyi anlaşılması, mizacının önceliklerinin ve ihtiyaçlarının doğru belirlenmesi, potansiyellerinin bilinmesi son derece önemlidir.

Ergenlerde en sık görülen psikolojik rahatsızlıklar:

Kaygı Problemleri: Yoğun kaygı yaşayan ergenler fiziksel, duygusal ve bilişsel zorlanmalar yaşar. Kaygı problemleri kişinin ne hakkında kaygılandığına değil, kaygısının onun hayatını ne şekilde etkilediğine bakılarak karar verilen bir rahatsızlıktır. Kaygı duyulan konu normal olsa da duyulan yoğun kaygı kişinin sosyal, aile, akademik hayatını kısıtlayacak boyutta ise kaygı bozukluklarından şüphelenilebilir.

Ayrılık Kaygısı: Bireyin okulundan, evinden, alıştığı düzenden ayrılmak istememesi ile karakterize edilebilir. Ayrılık kaygısı olan ergenler onlar için önemli veya değerli olan nesneden ayrılma fikri akıllarına geldiğinde veya ayrıldıklarında mide bulantısı, karın ağrısı, baş ağrısı gibi durumlar yaşayabilirler.

Yaygın Kaygı Bozukluğu: Durumla uygun olmayan, sürekli ve aşırı yoğun bir kaygıyla karakterize olan kaygı bozukluğudur. Yaygın kaygı bozukluğuna sahip ergenler geçmişte yaşanan olaylar ve konuşmalar, okul, aile sorunları, sağlık, sınav konularında aşırı yoğun endişe duyabilirler. Duydukları bu korku ve endişenin farkında olsalar dahi kendilerini kontrol etmekte ve sakinleşmekte zorluk çekerler.

Panik Bozukluk: Panik bozukluğu olan bir ergen, herhangi bir sebepten atak geçirme ihtimalini düşünüp, dışarı çıkmak istemeyip, farklı sosyal aktivitelerden ve okula gitmekten kaçınabilir.

Sosyal Fobi: Sosyal fobiye sahip bir ergen sosyal ortamlarda yetersizlik hissinden kaynaklı rezil olma kaygısı yaşayabilir. Kaygılandığı durumla karşı karşıya kaldığında nefes darlığı, yüz kızarması, kalp çarpıntısı gibi şikâyetleri olabilir. Kişi sosyal fobi sebebi ile toplum içinde yemek yeme, arkadaşlarıyla aktivitelere katılma, sunum, derslerde parmak kaldırma, okulda veya evde herhangi bir ortamda otorite figürü ile konuşma durumlarından kaçınabilir.

Sınav kaygısı: Sınav kaygısı, sınav öncesinde ve sınav sırasında duyulan kaygıdan kaynaklı öncesinde öğrenilen bilgilerin akla gelmemesi ve başarının gerilemesiyle sonuçlanan yoğun bir kaygı türüdür. Mide bulantısı, baş ağrısı, kas ağrısı gibi birçok fiziksel semptoma da yol açtığı görülmektedir.

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite: Ergenlerde dikkat eksikliği ve hiperaktivite ve dürtüsellik bu bozukluğun belirtileridir. Dikkat eksikliği; odaklanmakta güçlük, dikkatin kısa süre içerisinde dağılması ve sürdürülememesi şeklinde kendini gösterebilir. Hiperaktivite, yerinde duramama ve sürekli hareket etme eğilimiyle karakterizedir. Dürtüsellik ise sabırsızlık, acelecilik, düşünmeden eyleme geçme ve sürekli hızlı hareket etme şeklinde görülebilir. Ergenlerde DEHB, dikkat eksikliğinden kaynaklı öğrenme güçlüğüne ve akademik başarısızlığa neden olabilir. Okul başarısızlığının yanı sıra dikkat eksikliği ve dürtüsellik sosyal hayat ve insan ilişkilerinde de olumsuzluklara yol açabilir.

Obsesif Kompulsif Bozukluk: OKB genellikle ergenlik döneminde başlayabilen ancak çocukluk çağında da görülebilen psikiyatrik bir hastalıktır. Yineleyen ve kişinin yaşamında belirgin sıkıntılara yol açan obsesyonlar ve kompulsiyonlar şeklinde görülür. Kişinin aklına istemsiz bir biçimde gelen, rahatsız edici, sürekli ve yineleyici düşüncelere obsesyon; bu düşüncelerin yarattığı sıkıntı ve kaygıyı azaltmak ya da ortadan kaldırmak için başvurulan belirli sıra ve sayılara uygun olarak yapılmaya çalışılan davranışlara da kompulsiyon denir. Ergenler yetişkinlerden farklı olarak obsesyon ve kompulsiyonlarının anlamsız ve aşırı olduğunun farkında olmayabilirler. OKB kaygıyı artırır ve fiziksel, duygusal ve bilişsel işleyişi bozabilir.

Madde Kötüye Kullanımı: Ergenlerde madde kullanımı daha çok deneme ya da kötüye kullanım tarzındadır. Ergen, kendine ebeveynden bağımsız bir kimlik oluşturma çabası içerisindeyken, kendine yetişkin gibi davranılmasını ister. Bu nedenle, çevresindeki kişilerin ya da arkadaşlarının yaşam tarzını ve davranışlarını deneme eğiliminde olabilmektedir. Ayrıca, özgüven problemi, yetersizlik hissi ya da kaygı gibi şikâyetleri rahatlatma yolu olarak da madde kullanımına yönelebilir. Madde kullanımı üzerinden ailesinin ilgisini ve dikkatini üzerine toplayan kişi, ister istemez ikincil kazanç sağlayarak bu davranışı pekiştirebilir.

PSİKOLOJİK BOZUKLUĞA SAHİP ERGENLER İÇİN ÖNERİLER

En etkili ve kalıcı olacak olan ilk adım, ergenin mizaç tipini doğru tespit etmek ve anlamaktır. Mizaç tipi testi mizaç tipini öğrenmenin yollarından biridir. Beş parmağın beşinin de bir olmaması gibi her ergenin yapısı da birbirinden farklıdır. Var olan bir psikolojik rahatsızlığı her ergen farklı sebeplerle ve farklı şekillerde deneyimler. Bu nedenle, müdahale de mizaç temelli ve kişiye özgü olmalıdır. Ergenin mizaç yapısını anlamak, olumlu potansiyellerini desteklemek, olumsuzluğa açık potansiyelleri ile ilgili farkındalık kazanmasını ve dengelemesini sağlamak, mizacından kaynaklanan önceliklerini ve ihtiyaçlarını bilerek davranmak problemin çözümünde çok büyük bir yer kaplamaktadır.

Bunun haricinde; faydalı olması öngörülen bazı noktalar bulunmaktadır. Örneğin; kaygı problemi yaşayan bir ergen için kaygılarını paylaşabileceği, kendisini özgürce ifade edebileceği alan yaratmak önemlidir. Kaygıyı bastırma ya da yok sayma değil, kaygıyı tanımaya ve neden kaygılandığını anlamaya yönlendirmek, kendisi için işlevsel olabilecek baş etme yöntemlerini keşfetmek faydalı olacaktır. Bir örnek verecek olursak; gevşeme egzersizleri mizaç yapısına göre bazı ergenlerin rahatlaması için faydalı olacakken, bazıları için sıkıntı verecek olabilir. Bu noktada, kişinin kendisini iyi tanıması ve ailesi tarafından anlaşılması kritiktir.

Hemen her psikolojik bozukluk için, kişinin ailesiyle ve arkadaşıyla olumlu bir zeminde ilişki kurması, kabullenildiğini hissetmesi de çok önemlidir. Sevdikleriyle kaliteli vakit geçirmenin rolü büyük olacaktır. Ebeveynler tarafından kişiye özellikle mizacı göz önünde bulundurularak doğru sınırlar koyulması, sınırlar konusunda net ve tutarlı olunması da yarar sağlayacak olan faktörlerdendir.

Son olarak, bir uzmandan psikolojik destek almak psikolojik bozuklukların sağaltımında son derece önemli bir işlev görmektedir. Mizaç temelli danışmanlık süreciyle etkili ve kalıcı yol alınabilir.

Uyarı: psikoloji.app'deki tüm içerik ve makaleler yalnızca bilgi amaçlı oluşturulmuş ve yayınlanmıştır. Tıbbi bir tavsiye veya tedavinin yerini alması amaçlanmamıştır.
Kullanıcılar, tıbbi veya psikolojik tavsiye için her zaman bir uzmana danışmalıdır. Bir sağlık probleminiz varsa veya risk altında olduğunuzu düşünüyorsanız, lütfen derhal yardım alın.