Histrionik Kişilik Bozukluğu ile “histerik özellikler” farklı kavramlar. Histerik kişilik bozukluğu olarak sandığımız kişilik bozukluğuna, DSM5 “Histrionik Kişilik Bozukluğu” olarak yer verir.

Bu bozukluğun tarihsel açıklamasına baktığımızda iki anlamı olduğunu görürüz; biri Eski Yunancada “histerian” kelimesinin karşılığı olan “rahim” anlamı diğeri ise Latincedeki “histrio” kelimesinin anlamıyla “tiyatro oyuncusu” dur. DSM-5’te histriyonik kişilik bozukluğu olarak geçmekte olan histerik kişilik bozukluğunun olay ve durumlar karşısında aşırı tepkiler vererek dikkat çekme özelliği ile karakterize olduğunu görebiliriz. Tarihsel sürecindeki iki anlamı ile de ilişki kurmaya çalıştığımızda; kişinin olay ve durumlar karşısında bilinçsiz bir şekilde gerçeklikten uzak davranışlar sergilediğini gözlemleyebiliriz. Ayrıca kişi genellikle kendini (genellikle diğer insanların algılayacağı fiziksel halini) bir nesne olarak ortaya koyarak çevresindekileri cezbetme isteği ile örtüşür. Bu durum DSM5’in bu bozukluğa sahip bireyleri tanımlamasına benzerdir.


Histrionik Kişilik Bozukluğunun Belirtileri Nelerdir ?

( Dsm-5’e göre tanı konulabilmesi için 5 veya üstünün bireylerde görülmesi gerekmektedir.)

  • İlgi odağı olmak, olmadığı zaman rahatsızlık duyması
  • Ortam ve durumlara göre uygunsuz davranışlar sergilemesi
  • Değişkenlik gösteren duygular
  • Dış görünüşle ilgi çekmeye çalışma
  • Karşıdaki kişiyi etkilemeye çalışarak konuşma ve ayrıntılara girmeden konuşma
  • Yapmacık davranışlar, abartılı duygular
  • Rahatlıkla etki altına alabilir
  • İkili ilişkilerin daha yakın olması gerektiğini düşünür

Histrionik Kişilik Bozukluğunun Tedavisi Nasıl Olur?

Bu kısma başlamadan önce kişilik bozukluğu/psikolojik bozukluk ve kişilik örüntüsünün sahip olduğu psikolojik bozukluk arasındaki farklılıktan bahsetmek gerekir. Ne yazık ki günümüzde bu iki kavram iç içe geçmiş haldedir ve herkes birbirini bir bozukluğa sahip olarak etiketleyebilmektedir. Ancak unutmamak gerekir ki her psikolojik problem psikolojik bir bozukluk değildir. Kişilik bozukluğu diyebilmek için kişinin en genel olarak “gündelik yaşamında kendine ve çevresindekilere sıklıkla ve sürekli olarak zarar veriyor olmasından bahsedebiliriz.” Dolayısıyla bir problemi; bizlerin genellikle gündelik hayatın içinde gördüğümüz problemler aslında kişilik bozukluğu değil, bireyin kişiliğinde varolan psikolojik problemlerin örüntüleridir. Bu problemler çoğu zaman kişinin kendisine ve çevresine zarar verse de şiddet, sıklık ve farkındalık algısı yönünden “kişilik bozukluğundan” farklıdır. Mizaç yapısı, bizlere kişilik bozukluğu mu yoksa kişilik örüntüsündeki psikolojik problem mi ayrımını yapma konusunda oldukça yardımcı olur. Çünkü bazı mizaç tipleri, bazı psikolojik problemlere daha yatkındır dolayısıyla bu problemler bazen uzmanlar tarafından dahi kişilik bozukluğu olarak algılanıp, ilaç ile tedaviye kadar gidecek bir süreç gibi gözükse de aslında mizaç yapısının, tramvalarla etkilişimi ile çok dirençli kişilik örüntüleri olduğunu görürüz. Bununla birlikte sağlıksız kişilik örüntüleri eğer bir kişide dirençli ve kökleşmiş bir hale gelir kişilik bozukluğu oluşumuna yol açabilir (Mai and Merskey, 1981).
Eğer birey “kişilik bozukluğu” tanısı almışsa tedavisi ancak somatik ve psikolojik tedavi süreci ile olabilir. Sürecin kendisi, sürece başlamaktan daha kolaydır. Bu nedenle bireylerin kendileri veya çevresindekilerle ilgili kişilik bozukluğu şüphesi var ise, bir uzmana gitmek en zorlu süreçtir. Bizler bu noktada bireyi hem sağlık hem psikolojik açıdan koruma ve rehabilitasyon sürecine almayı uygun görüyoruz. Böylece birey, hem bedense hem zihinsel/psikolojik sağlığını süreç içinde çok daha güçlü ve dengeli bir hale getirebiliyor.
“Histerik kişilik bozukluğu” olan bireyler ile mizaç temelli bütünsel bir psikoterapi süreci çok önemlidir. İlk başta bireyin tramvalarını keşfetmesine yardımcı olmak ve bireyin “benlik” algısını toparlamak adına iki yönlü bir yol izlenebilir. Bireyin hatırlayabildiği çocukluk döneminden başlayarak, keşfetmesi ile giden seyirle birlikte, “ bireyin benlik algısını” oturtabilmesi adına “mizaç yapısını” keşfetmesi de oldukça önemlidir. Böylece birey yaşantıları anlamlandırabilme konusunda ilerleyecektir. Süreç sonunda dengeli bir kişiliğe sahip olmak en temel amacımızdır.

Histrionik Kişilik Bozukluğu Olan İnsanlar Nasıl Davranır?

Aşağıda sizler için histrionik kişilik bozukluğuna sahip olan bireyin davranışları ile Dokuz Tip Mizaç Modeli ile tanımlanan mizaç tiplerinin histerik davranışlara benzerlik kıyaslamalarını yaptık. Günümüzde Histrionik Kişilik Bozukluğu tanısı aldığını bireylerin zaman zaman bir mizaç yapısının olumsuz özelliklerini aşırı bir sergilediğini görüyoruz. Veyahut histerik davranışları her insan gündelik yaşamında bir miktar sergiler. Aslında mizaç temelli terapi süreci ile yol alınabilecek iken “kişilik bozukluğu tanısı” konularak birey maddi ve manevi yıpratılabiliyor. Bu nedenle kişilik bozukluğu, histerik davranışlar ve mizaç ayrımlarını iyi yapmak gerekir. Haydi hep birlikte histrionik kişilik bozukluğu ile mizaç yapılarının olumsuz yönlerinin kıyaslamalarını yapalım!

Histrionik Kişilik Bozukluğu Davranışları

Mizaç Yapılarının Sergilediği Olumsuz Davranışların Histrionik Kişilik Bozukluğu ile Karıştırılması

Sürekli ilgi odağı olmayı istemek ve olamadığı durumlarda aşırı tepkiler verirler. Bu durum söz konusu olduğunda “faretme sürecinden” oldukça kopuk olup, oto kontrollerini sağlayamazlar ve hem kendilerine hem çevreye zarar verebilirler.

Genellikle DTM2 ve DTM3 bireyler ayrıca “ilişkiselliği ön planda bulunduran bireyler” bulundukları ortamda ilgi odağı olmayı isterler ve olamadıklarında daha tepkisel davranabilirler. Ancak bu durumu farkettikleri noktada oto kontrollerini sağlayabilirler.

Duygu durumlarından tutup, jest ve mimiklere kadar yaşamlarının her alanında abartılı ve karşı tarafta yapmacık algılanan davranışlar sergilerler.

Genellikle DTM2, DTM4 ve “ilişkiselliği ön planda bulunduran bireyler” bireyler duygu durumlarında iniş-çıkış yaşayan bireyler olabilir. Bu nedenle zaman zaman dramatizasyon, öforik haller gibi abartılı davranışlar sergileyebilirler. Ancak bu durumu farkettikleri noktada oto kontrollerini sağlayabilirler.

Diğer insanlardan onay almak çok önemlidir, onay alamadıkları zaman aşırı dramatik tepkilerde bulunabilir.

Genellikle DTM6, DTM2 ve “ilişkiselliği ön planda bulunduran bireyler” çevresindekilerden onay alma, beğeni toplama konusunda oldukça hassastır. Ancak bu durumu farkettikleri noktada kendi ihtiyaç ve öncelikleri için mantıklarını devreye sokabilirler.

Çevresindekilerin takdir ve beğenisini kazanmak için o kadar çaba gösterirler ki kendi “benlik ve kişilik” gelişimi oldukça zayıf ve güçsüzdür.

DTM3 bireyler çevresindekilerin takdirini kazanmak için bulundukları her ortama adapte olabilirler. Ancak bu durum bu bireylerde benlik ve kişilik güçsüzlüğünden çok faydacılık/işlevsellik/ bencillik olarak ilerler.

Yüksek enerji ve coşku ile başladıkları işlerden çabuk sıkılabilirler. Çünkü nesne ilişkileri/temas ettikleri işlerle kurdukları ilişkinin bir derinliği, anlamı yoktur.

DTM7 bireyler için sıklıkla gördüğümüz bir durumdur aslında çabuk sıkılmak. Ancak buradaki fark DTM7lerin bilişsel bir sıkılganlığıdır, temas ettiği iş ile ilişki kurma problemi değildir.

Görüldüğü üzere bir çok göz ile benzer görülen davranışın altında yatan sebep ve ortaya çıkardığı sonuç arasında fark bulunabilir. Bu nedenle “kişilik bozukluğu tanısının” koyulabilmesi için mizaç uzmanlarından mutlaka öneri almalısınız.

Histrionik Kişilik Bozukluğu Olan İnsanlara Nasıl Davranılmalıdır?

  • Psikolojik olarak dengede kalmaya ekstra çaba gösterin. Histerik davranışların hakim olması,karşıdaki kişinin de enerjisini yükseltebilir veya düşürebilir. Bu nedenle ne çok yüksek enerjiye ne de düşük enerjiye sahip olun, en doğrusu dengede kalmaya çalışmak..
  • Kendi kırmızı çizgilerinizi oluşturabilirsiniz. “Hayır” diyebilmeyi yumuşak bir tonda deneyin.
  • Onu dinleyebilirsiniz. Daha önceden size anlattığı durumlardan alıntılar yapabilirsiniz. Veya onun sevdiği şeyleri hatırladığınızı ona belli edebilirsiniz.
  • Davranışları konusunda onu kırmadan, farkedişler sağlaması için destek olabilirsiniz.
  • Bilişsel gelişimi sağlayan, kitap okuma, yeni bir dil öğrenme, yeni bir spor/dans öğrenme gibi öğrenme süreçlerini arttıracak alanlara yönlendirebilirsiniz.
  • Psikoterapi sürecine destek verilmesi ve davranışsal süreçlerinin değiştiğine dair olumlu geri bildirimler verilmesi oldukça önemlidir.

Kaynaklar:
Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders
Dokuz Tip Mizaç Modeli
Front. Psychol., 25 September 2015 Sec. Psychopathology Volume 6 - 2015 | https://doi.org/10.3389/fpsyg.2015.01463

Uyarı: psikoloji.app'deki tüm içerik ve makaleler yalnızca bilgi amaçlı oluşturulmuş ve yayınlanmıştır. Tıbbi bir tavsiye veya tedavinin yerini alması amaçlanmamıştır.
Kullanıcılar, tıbbi veya psikolojik tavsiye için her zaman bir uzmana danışmalıdır. Bir sağlık probleminiz varsa veya risk altında olduğunuzu düşünüyorsanız, lütfen derhal yardım alın.